, , , , , , , ,

Yorum: Ray Bradbury - Fahrenheit 451

Tür: Bilim Kurgu, Distopya, Klasik
Goodreads Puanı: 3,93 (609.395 oy)
Orijinal Adı: Fahrenheit 451
Yayınevi: İthaki Yayınları
Çeviri: Zerrin Kayalıoğlu, Korkut Kayalıoğlu
Basım Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 240
Guy Montag işini seven bir itfaiyeciydi. On yıldır kitap yakıyordu. Gecenin bir yarısında yola çıkışlarını, alevlerin kitapları yutuşunu hiç sorgulamamıştı... Hiç sorgulamamıştı, insanların korkusuzca yaşadıkları bir geçmişi anlatan o 17 yaşındaki genç kızla karşılaşana dek...

Montag'ın hayatındaki bütün yanlışlar doğrularla yer değiştirir o andan sonra... İşini, eşini, yaşayışını yeni bir gözle değerlendirir. Önünü alamadığı duyguları onu, asla tahmin edemeyeceği şeyler yapmaya iter. Sansüre, totaliter yönetimlere, kültür endüstrisine ve uzunca bir süredir sürdürdüğümüz yaşam tarzına yönelik en keskin eleştirilerden biri. Okuyun ve kendinizi yeni baştan kurun.
Fahrenheit 451Tuğçe'nin Kitaplığı'nın etkinlik kapsamında bana önerdiği ve hediye ettiği bir kitaptı. Kitap, merak ettiklerimden olunca en kısa zamanda okumaya başladım. Araya birçok şey girse de kitabı yaklaşık 2 hafta önce bitirdim. Okuma sürem uzun olsa da kitabın, okuduğum en iyi kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle kitabın, okuyucuyu pençesine alma gücünden bahsetmek istiyorum. Kitabı okurken veya kitabı bitirdikten kısa bir süre sonra bunu fark etmiyorsunuz. Fakat aradan birkaç hafta geçip geriye baktığınızda anlıyorsunuz. Kitabın ilk sayfaları, ana kahraman Montag için güzel yani sıradan bir günü anlatıyor. Derken Montag'ın huzurunu kaçıracak bir şey gerçekleşiyor; mutlu olup olmadığını sorgulatan bir kız çocuğuyla tanışıyor. Kitabın büyük çoğunluğunda Montag'ın kendisiyle verdiği mücadeleyi okuyoruz. Bu hissi okumak o kadar rahatsız edici geldi ki bana, bir ara kitabı rafa kaldırıp daha sonra devam etmeyi bile düşündüm. Fakat merakım galip geldi ve Montag'ın çatışmasını okumaya devam ettim. Kitabı okudukça ben de Montag gibi bir değişim geçirdiğimi hissettim ve kitabı yarım bırakma isteğimin aslında kitabın okuyucuyu etkisi altına alacak kadar iyi olmasından kaynaklandığını anladım.

Kitapta yer alan, itfaiyeciler'in söndürmek yerine yakması ve kitapların tehlikeli ve yasak ilan edilmesi gibi fikirler hem yaratıcı hem de korkutucu zira bu gelecek fazla uzak olmayabilir. Günümüzde insanların televizyon, bilgisayar gibi teknolojik aletlerle fazlasıyla zaman geçirmesi; insanların konuştuğu konuların çoğunluğunun televizyon programlarından veya dizilerden oluşması, özellikle son zamanlarda ülkemizde başlayan sansür uygulamaları nedeniyle Fahrenheit 451, üzerinde düşünüldüğü zaman kurgusal bir kitap gibi gelmiyor insana.

Kitabın baskısından da kısaca bahsetmek istiyorum. İthaki Yayınları tarafından yeniden basılan kitap, cep boydu. Normalde ben, cep boy kitaplara evlatlık muamelesi yaparım :D Ama kitabın işlediği konular sebebiyle Fahrenheit 451'i bu şekilde görmedim ve bu kitapla cep-boy-okumam düşüncesini de kırmış oldum. Ayrıca cep boy kitapların taşıması ve yolda okuması en kolay kitap olduğunu da tecrübe ettim. Bundan sonra, cep boy kitaplar ilk tercihim olmasa bile sırf cep boy olduğu için almamazlık yapmayacağım.

Fahrenheit 451, özellikle distopya severlerin mutlaka okuması gereken bir kitap. Soru sormanın, sorgulamanın, düşünmenin önemini anlatan bu kitap tam da bütün bunlara en çok ihtiyacımız olduğu bu zamanlarda karşıma çıktı, iyi ki de çıktı. Beni derinden etkileyen kitaplardan biri oldu ve favorilerim arasındaki yerini aldı.



Güneş her gün yanıyordu. Güneş, zamanı yakıyordu. Dünya hızla bir daire çiziyor ve kendi ekseni çevresinde dönüyor, zaman da nasıl olsa Montag'ın bir yardımı olmadan, yılları ve insanları yakıyordu. Böylece eğer o, itfaiyecilerle birlikte nesneleri, güneş de zamanı yakmaya devam ederse, bu her şeyin yakılacağı anlamına geliyordu. İkisinden birinin yakmayı bırakması gerekiyordu. Elbette güneş bırakmayacaktı; o halde görünüşe göre bunun, Montag ve birkaç saat öncesine kadar birlikte çalıştığı arkadaşları olması gerekiyordu.





post signature
Paylaş:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder