, , , , , , , , ,

Yorum: Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf

Tür: Aşk, Dram, Klasik, Türk Edebiyatı
Goodreads Puanı: 4,10 (3.457 oy)
Orijinal Adı: -
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Çeviri: -
Basım Yılı: 2015
Sayfa Sayısı: 224
"Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu."

Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hikâyesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.

Sabahattin Ali büyük romanı Kuyucaklı Yusuf'ta lirik ve romantik bir kahramanın yanı sıra, zalim ve ağulu bir taşra portresini bütün aktörleriyle gözümüzde canlandırır.
Sabahattin Ali'yi Kürk Mantolu Madonna ile tanımıştım. Buradaki Kürk Mantolu Madonna yorumumda da söylediğim gibi, bu yaşıma kadar hiçbir kitabını okumadığım için kendime feci kızmıştım. Çünkü kendisi, Türk romanlarına bakış açımı öyle bir değiştirdi ki... Yazdığı bütün eserleri okumayı aklımın bir köşesine not etmiştim; arayı biraz açsam da, sonunda geçtiğimiz haftalarda bir başka romanı olan Kuyucaklı Yusuf'u okuyup bitirdim.

Öncelikle, Kuyucaklı Yusuf'u sadece adını bilerek okumaya başladığımı söylemek istiyorum. Kitabın ne konusuna ne de türüne bakıp incelemiştim. Öyküler genel olarak bana yetmeyen, hemencecik biten bir yazım türü olduğu için Sabahattin Ali'nin ilk önce romanlarını okumak istemiştim ki zaten kendisinin 3 tane romanı var. Eh, birini zaten okumuştum, İçimizdeki Şeytan için de geçen sene okuma şevkimi destekleyecek yorumlar pek duymadığımdan dolayı Kuyucaklı Yusuf'u aldım.

Sanırım ilk defa bir kitaba, hakkında kitap ve yazar adı dışında hiçbir şey bilmeden başlamıştım. Bu yüzden de kitap benim için tam bir şok oldu. Kitabın adından yola çıkarak kitabı kendimce bir tür ve konuya oturtmaya çalışmıştım. Ben bir kır romanı beklerken kitaptan bir aşk hikayesi çıktı. Şaşırdığım için olsa gerek, ilk sayfalar hiç sıkıcı gelmedi; aksine büyük bir heyecanla okudum.

Buna ek olarak, kurgunun şaşırtma unsuru da yüksekti. Biraz kurguda yer alan sürprizler biraz da konuyu bilmemenin etkisiyle iyice meraklandım ve sayfaları ardı ardına çevirdim. Kitap da sürükleyici olunca kitabı bitirmemek için kendimi zor tuttum, diyebilirim.

Sabahattin Ali'nin betimlemelerini çok seviyorum; böyle her bir ayrıntıyı gözünüzün önünde canlandırırken aynı zamanda onlara yüklenen duyguları hissedebiliyor, düşünceleri görebiliyorsunuz. Sizi bilmem ama ben, kitabın içine girip o sahnenin bir parçası oluyorum sanki... Hele bir de kitabın akıcılığı fazlaysa, o kitabın içinden çıkamıyorum :D Kuyucaklı Yusuf'ta da aynı şeyleri yaşadım, kitabı elimden bırakmam çok zor oldu.

Kuyucaklı Yusuf'un dili Kürk Mantolu Madonna'dan daha hafifti. Bu yüzden Sabahattin Ali'yi ilk kez okuyacak olanlara Kuyucaklı Yusuf'u tavsiye edebilirim; güzel bir başlangıç olabilir. Ayrıca kitabın sonunda yer alan son söz de mutlaka okunmalı; Kuyucaklı Yusuf'u yazıldığı dönem içinde ele alan inceleme niteliğinde bir yazı.

Kuyucaklı Yusuf gerek betimlemeleri gerek kurgusu, kısacası her şeyiyle mükemmel bir kitaptı. Sabahattin Ali ile henüz tanışmadıysanız, Kuyucaklı Yusuf'la başlamanızı tavsiye ederim. Aslında, Sabahattin Ali'ye hangi kitapla başladığınızın pek önemi yok; zaten zamanla bütün kitaplarını okuyup kendisini ayrı bir yere koyacağınızı düşünüyorum.



Zaten, bir felakete sukûn ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir. Kuru ve sabit gözlerin arkasında nasıl bir ateşin yandığı; yavaşça kalkıp inen göğsün içinde nelerin kaynadığı bilinmediği için, insan mütemadi bir ürkeklik ve tereddüt içinde üzülür...





post signature
Paylaş:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder