, , , , , , , ,

DIY: Slytherin Atkısı


Çok uzun bir aranın ardından merhaba :) Yaklaşık iki aydır buralarda yoktum. YDS'ydi, ALES'ti derken bloga pek uğrayamadım. Üstüne bir de rahatsızlanınca ne kitap okuyabildim ne de başka şeylerle ilgilenebildim. Ama şimdi daha iyiyim; deli gibi izlediğim şu birkaç diziyi bitirdikten sonra kitaplarıma dönebileceğim ^_^

Aslında ben, sonbaharın başından beri eski kitap okuma düzenime dönmeye çalışıyordum. Blogda ve blogun Instagram hesabında birkaç kez Slytherin atkısı yaptığımdan bahsetmiştim. İşte, o atkıyla uğraşmaktan kitap okuyamadım; sadece dizi izleyebildim. Ama sonunda, atkıyı geçtiğimiz haftalarda bitirdim. Fotoğrafları da çekip soluğu burada aldım ;)

Daha önce bahsetmiştim ama bir kez daha söyleyeyim. Burada örgü örmeyi öğretmekten ziyade atkı örmekle, daha doğrusu Hogwarts atkısı örmekle ilgili ipuçlarından ve örerken nelere dikkat ettiğimden bahsedeceğim. Örgü örmeyi bilmiyorsanız veya örgü örmeyi benim gibi unuttuysanız Youtube'daki şu ve şu kanalları ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Dili İngilizce olsa da videolarda neyin nasıl yapıldığı açıkça gösteriliyor.

Gereken malzemeleri aşağıda kısaca listeledim.
  • İp
  • Şiş
  • İğne
  • Makas
İp ve şiş almadan önce, atkınızın boyutuna karar vermeniz gerekiyor. Atkının genişliğine, uzunluğuna ve dokusuna göre alacağınız ipler ve yumak sayınız değişiklik gösterir.


Atkının dokusu için ipin kalınlığını düşünmelisiniz. Ben makine dokuması gibi gözükmesini istediğimden bulabildiğim en ince ipi tercih ettim. İp ince olduğu için de ilmek sayım fazlaydı. Benim kullandığım ipleri yukarıdaki fotoğrafta görebilirsiniz. Nako'nun Süper İnci koleksiyonuna ait yumakları kullandım. Ama siz, örgüye yeni başladıysanız orta kalınlıkta veya kalın bir ip kullanmanızı öneririm. Hem az ilmekle uğraşmış olursunuz hem de ilmek kaçırma, yanlış örme gibi hataları yapma olasılığınız azalır. Hata yapsanız bile kalın iplerde hatalar daha kolay gözüktüğünden, düzeltmeniz de daha kolay olur.

İpin ham maddesi de önemli. Ben %25 yün, %75 akrilik içeren yumakları tercih ettim. Tavsiyem, yün içeren iplerden almanız yönünde olacak. Böylece, atkınız sizi daha sıcak tutar.


HP atkısı örecekseniz iki farklı renge ihtiyacınız olacak. İstediğiniz Hogwarts binasına göre renkleri belirlemelisiniz. Ben Slytherin atkısı istediğimden renklerim koyu yeşil ve griydi. Siz de bu renkleri kullanacaksanız yumakların parti numarasına dikkat edin. Renklerin tonları bu numaraya göre farklılık gösterebilir. Renk tonlarına karar verdiyseniz, bu iplerin benzer ham maddeden oluştuğuna ve benzer kalınlıkta olmasına dikkat etmeniz gerekiyor. Ben aynı markanın aynı koleksiyonunda istediğim renkleri bulmuştum. Ama sizin istediğiniz renk bir başka markaya veya koleksiyona aitse iplerin özelliklerinin uyuşmasına özen gösterin.

Aldığınız ipe göre şiş almanız gerekecek. Yumakların üstündeki kağıtta tavsiye edilen şiş numaralarını görebilirsiniz. Tavsiye edilen numaralardan 0.5-1 mm büyük veya küçük şişleri tercih etmeniz sorun olmaz diye düşünüyorum. Ben atkım için 3,5 numara şişleri kullanmıştım.

Atkınızın genişliğine ve boyuna göre alacağınız yumak sayısı değişecek. Benim ördüğüm atkı, 23 santim genişliğinde ve 2,5 metre uzunluğunda. Hogwarts atkımı, normalde kullandığım atkımın uzunluğunda ördüm ben. Atkıyı boynuma doladığım zaman, boynumdan burnumun ucuna kadarki kısmı sarmalamaya yetecek genişlikte olmasını istediğim için genişliğini artırdım. Siz de benim gibi yapabilirsiniz ya da atkınızın boyutunu şuradaki ürünün ölçülerine göre ayarlayabilirsiniz.

Ben 4 yeşil ve 2 gri yumak almıştım. Hatta sonradan yeşil ip yetmeyecek diye bir yumak daha almıştım. Fakat neyse ki tam yetti; gri yumağın ise yarısından biraz fazlasını kullandım. Yani 4 yeşil ve 1 gri yumak olmak üzere toplamda 5 yumağa yakın ip kullandım ben. Fazladan birer yumak ip almanızı tavsiye ederim. Az alırsanız veya yetmezse, aradığınız ipi arayıp bulana kadar haftalar geçirebilirsiniz. Nitekim ben, neredeyse bir ay elime örgü alamadım bu yüzden. Yeşil ip yetmeyecek diye düşündüğümden ip avına çıktım İzmir'de. İpin aynı marka ve aynı koleksiyon olması yetmiyor; aynı parti numarasına da sahip olması gerekiyor ki, renkte ton farkı olmasın. Parti numarası farklı bir yumak bulmuştum fakat renklerin tonu arasında dağlar kadar fark vardı. Bu yüzden, buna da dikkat etmenizi öneririm.

Atkınızın renklerine, iplerin özelliklerine karar verdiyseniz ve şişlerinizi de belirlediyseniz geriye örgü tekniği ve atkının deseni kalıyor ;)

 

Ben, iki tarafın da aynı desende olmasını istediğimden bir ters bir düz ördüm. Atkının normal halini soldaki fotoğrafta görebilirsiniz. Bir ters bir düz örgü aynı zamanda renk geçişlerinin temiz olmasını da sağlıyor. Ters ilmekler arada kalıyor ve şeritlerin renk geçişleri keskin oluyor. Sağdaki fotoğrafta ise atkıyı iki yanından tutup biraz gerdim. Ters örülen ilmeklerin renk geçişleri ancak böyle gözüktüğünden, atkınızı bir ters bir düz örmenizi tavsiye ederim. Ayrıca, bir ters bir düz örgüde iki tarafta da eşit gerilim olduğundan atkının uçları kıvrılmayacaktır.

Gelelim atkımı nasıl ördüğüme... 100 ilmekli atkımın ilk ilmeğini düz bir şekilde örmeden aldım. Bu sayede atkının kenarları daha düzgün oluyor. İkinci ilmeği ters ördüm, üçüncüsünü düz diyerek bu sıralamayı takip ettim ve son ilmeğimi ters örerek sıramı tamamladım. Sonraki sırada da aynı işlemi tekrar ettim. Benim gibi bir ters bir düz örecekseniz, ilmek sayınızı çift bir sayı olarak belirlemenizi tavsiye ederim. Böylece her sırada aynı şekilde örebilirsiniz; hangi sırada nasıl başlanacağını düşünmenize gerek kalmaz, kafanız karışmaz. Tek sayılı ilmekle örerseniz, sonraki sırada örgü sıralamanızı değiştirmeniz gerekir. Örneğin; ilk sıranızı düz-ters-düz-ters-düz şeklinde ördünüz. İkinci sırada ters ile başlamazsanız desen bozulur; üçüncü sırada ilki gibi düzle, dördüncüde ise tersle başlamalısınız. Bu değişimi yapmayı hatırlamakla uğraşmak istemiyorsanız, ilmek sayınızı çift bir sayı olarak belirleyip işinizi kolaylaştırabilirsiniz ;)


HP filmlerinde iki atkının kullanıldığını biliyorsunuzdur. Ben Azkaban Tutsağı'nda kullanılmaya başlanan atkıyı örmek istemiştim. Ama siz ilk iki filmde kullanılan atkıdan örmek istiyorsanız, iki renk yumaktan da eşit sayıda almayı unutmayın. Benim ördüğüm atkıdan örecekseniz sizi, deseni için yararlandığım şu kaynağa alayım. Şeritlerin sıra sayısıyla ilgili çok araştırma yaptım ve en uygununun bu olduğu gördüm. Linkini verdiğim kaynakta sıralama için 35 yeşil, 4 gri, 8 yeşil ve 4 gri diyor. Ama ben renk değişiminin aynı tarafta olmasını istediğimden 35 sırayı 34'e düşürdüm. Böylece, ne zaman renk değiştireceğimi anlamam kolaylaştı.


Ayrıca ben, atkının kenarlarında başka renk gözükmesini istemediğimden renk değiştirirken ip taşımadım. Her renk değiştirdiğimde ipleri kesip yeni renge başladım. İpi kesmeden önce, bağlamak ve içine doğru dokumak için yeteri kadar ip kaldığından da emin oldum. Yukarıdaki fotoğrafta ipleri diğer renklerle bağlanmış halde görebilirsiniz. Renk değiştirdikten sonra, yeşil ve gri ipleri bağlayıp iki kere düğüm attım. Ardından fotoğraftaki iğne yardımıyla ipleri aynı renkteki şeritte, atkının desenini takip ederek yukarı veya aşağı dokudum; yani kalan ip ile desen üzerinden gittim. Ardından ipleri aynı şeridin kenarlarına kadar dokuyarak getirdim. Aynı renk ipleri bu kenarda sıkıca bağlayıp düğüm attım ve fazla ipleri kestim. Her sırada örmeden aldığım ilk ilmekler, atkının kenarındaki bu düğümler için kafes görevi görüyor. Yani düğüm, atkının kenarından belli olmuyor.

İpleri taşımayacaksanız size de bu yöntemi tavsiye ederim. İpleri içe doğru dokuyup bırakabilirsiniz ama bu ipler, atkıyı kullandıkça atkının ortalarından çıkmaya başlayabilir diye ben böyle yaptım. İpleri taşımayacaklara bir diğer tavsiyem de, yeni yumağa geçmeyi renk geçişlerinde yapmaları yönünde olacak. Ortalardan çıkan düğümlerle atkının görünüşü bozulmamış olur. İpleri taşıyacaklar ise yeni yumağa geçerken şuradaki taktiği kullanabilir. Bu yöntem bana biraz dayanıksız gibi gözüktüğünden, yeni yumağa renk değişiminde geçmeyi tercih etmiştim.

Bu arada, renk değişimi için buradaki yazıdan yararlandım ben. Her sırada ilk ilmekleri örmeden aldığım için de renk değişimimi bir önceki sıranın son ilmeğinde gerçekleştirdim. Örneğin, 3 sıra gri örüp 4. sırayı gri iple tamamlamak yerine 4. sıranın son ilmeğinde ipi değiştirdim. İlk ilmeği örüyorsanız, sıranızı tamamladıktan sonra ip değişimi yapmanız gerekir. Ama benim gibi ilk ilmeği örmeden alıyorsanız, bu taktiği kullanabilirsiniz. Bir diğer taktik de son ilmeği örmeden almak; fakat ben ilk ilmeği örmeden almaya alıştığım için, diğeri aklıma ancak atkıyı yarıladığımda geldi :D

Atkı uzunluğuna göre 34/4/8/4 sıralamasını tekrar etmeniz gerekecek. Ben o ikili gri şeritlerden 15 tane ördüm, yani toplamda 30 tane 4 sıralık gri şerit örmüş oldum. 30. gri şeridi de ördükten sonra 34 sıralık yeşil şerit ile atkımı tamamladım. Siz de 34 sıralık asıl renk ile atkıya başlayıp yine 34 sıralık asıl renk ile atkıyı bitirmelisiniz.


Aylar süren örgü maratonundan, ip değişiminden, ip dokumasından sonra ortaya böyle, eşsiz bir ürün çıktı ^_^

İsterseniz atkıya başka eklemeler yapabilirsiniz. Tığ ile atkının iki ucuna birkaç sıra daha örüp bu sıralara püskül ekleyerek atkınızı HP filmlerinde kullanılan ürünlere daha çok benzetebilirsiniz. Hatta binanızın işlemeli yamasını da ekleyip atkınızı replika haline bile getirebilirsiniz. Ben, yarı büyücü yarı muggle işi olmasını istediğimden atkıyı örüp bıraktım. Ayrıca bu işlemesiz yeşil-gri şeritli atkının, ortamdaki Potterheadleri ortaya çıkarma gücünü de kullanmak istediğim için atkımı böyle sade bir şekilde bırakmak istedim.

Son olarak, siz benim sonbahardan beri örüyorum dediğime bakmayın. Araya çok şey girince bu projemde duraklamalarım, molalarım da oldu. Örgü örme süresi gözünüzü korkutmasın, yani :) Ben biraz da örgü örmenin zevkine varmak istediğim için süreyi uzattım da uzattım. Yoksa, her şey sizin örme hızınıza bağlı ki siz ördükçe hızınız 2-3 katına çıkacaktır. Günün çoğunu örgüye ayırırsanız bu atkıyı 1-1,5 ayda bitirmemeniz için hiçbir neden yok. Atkıya başlayacaklara şimdiden kolay gelsin ^_^

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-

Güncelleme (08.02.2020): Tekrardan merhaba! Atkıyı bitirip kullanmaya başlayalı 3 yıl oluyor. Atkı ile ilgili birkaç noktaya değinmek istediğimden, yazının altına bir ekleme yapıyorum.

Öncelikle, çevremden atkının boyu ve genişliği ile ilgili olumlu, olumsuz birçok eleştiri aldığımı belirteyim. Ben normalde de uzun atkı kullanıyorum; uzundan kastım, bir kere boynuma doladıktan sonra atkının uçlarının kalçama kadar geldiği veya atkıyı hiç dolamadan boynumdan sarkıttığımda uçlarının diz kapağımın hemen altına kadar indiği bir uzunluktan bahsediyorum. Ama çoğu kişi, bu boy atkıyı çok uzun buluyormuş; bunu, atkıyı kullanmaya başladıktan sonra öğrendim ben :D O nedenle, bu atkıyı öreceklere uzunluğu daha kısa tutmalarını tavsiye ederim. Benim gibi uzunsanız, bir de uzun atkı kullanmayı seviyorsanız bu boy ideal bence ;)

Aynı şekilde, atkının genişliğini de azaltmanızı tavsiye ederim. Ben, yazıda da söylediğim gibi, yüzümün yarısını içine gömebileceğim genişlikte bir atkı örmek istemiştim; atkı, boynuma dolayınca boynumun tamamı ve yüzümün burnuma kadar olan kısmını kapatacak genişlikte. Çok geniş olduğu için de, sadece boynuma doladığım zamanlarda atkı ikiye katlanıyor. Bazen bunca kat altında pişiyorum o yüzden bu atkıyı, sadece havaların çok soğuk olduğu zamanlarda kullanıyorum ben. Boyunun uzunluğu sayesinde boynuma iki kere doladığım da oluyor; hammaddesinde yün de bulunduğundan sıcacık tutuyor beni ^_^

Örme stilinden dolayı siz fark etmeseniz de bayağı ip yiyor bu atkı; o nedenle birebir benim ördüğüm şekilde örerseniz atkının biraz ağır olduğunu hissedeceksiniz. Tavsiyem, biraz daha dar ve kısa bir atkı örmeniz yönünde olacak ;)

Bir ters bir düz örgüde genişlemelerin olacağı aklıma gelmişti sonradan, atkıyı iki yandan tutup gerdiğim o fotoğraftaki gibi ilmeklerin açılıp kendini salacağından korkmuştum. Neyse ki atkının genişliği aynı kaldı. Sanırım bu biraz da kullanım ile alakalı; kazak ya da bere gibi gerilime sürekli maruz kalmadığından atkının genişliği değişmedi.

Blogun Instagram hesabındaki hikayeleri gördüyseniz, atkıyı yaklaşık 3 kıştır severek kullandığımı biliyorsunuzdur :) İplerin içeriğindeki yünden dolayı tüyleneceğinden endişelenmiştim fakat korktuğum başıma gelmedi. Ama atkının iki yüzeyi hiç kullanılmamış gibi pürüzsüz de değil ki bunca kullanımdan sonra normal olanı da bu bence. Son olarak, aldığınız iplerin içeriğine dikkat etmenizi, tüylenmeyi de hesaba katmanızı tavsiye ederim.


post signature
Paylaş:
Devamını Oku